Ömer Çapan


HAKİMİN KARARINI BEKLEYEN TUTUKLU GİBİYİZ!!

"Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü nefis Rabbimin merhameti olmadıkça kötülüğü emreder."Yusuf suresi: 53)


Yaşadığımız süreç itibariyle toplum olarak adeta cezaevinde yatan ancak kendisi hakkında kesinleşmiş hüküm bulunmayan ve bundan dolayı sürekli mahkmeye çıkan ancak hüküm verilmediği için mahkemesi ertelenen mahkum, tutuklu gibiyiz. 

Covid 19 denen virüs'lü hastalık yayılmaya başladığından bu yana geçen yıl mart ayı olsa gerek, dünya tüm büyüklüğüne ve genişliğine rağmen, adeta yarı açık bir cezaevine dönüşmüş durumda. Özellikle yasakların olduğu dönemlerde ziyaretleşmeler yasak, cenaze yasak, düğün yasak, seyahat yasak, okula, camiye gitmek yasak, maske takmadan dışarıya çıkmak yasak, izin belgesi yoksa çalışmak yasak vb. hayat adeta durmak noktasına geldi. Sadece nefes almaya izin var gibi… her yönden bir cezaevi, bizlerde birer tutuklu.

Tıpkı cezaevinde olduğu gibi durum olağanüstü olunca yasakları kabul etmeme, direnme şansımız yok. Çünkü hüküm giymesekte tutukluyuz! Yaptığımız veya yapmadığımız halde yaptığımızı düşündükleri bir şeyden dolayı öyle karar verilmiş, tutukluluk halimize hükmedilmiş diyelim. 

Ne kadar sürecek tutukluluk halimiz? Ta ki; mahkeme tarihine kadar sabrederek mahkemenin hakimine kendi suçsuzluğumuzu anlatıp tutukluluk süresince göstereceğimiz iyi halimizi de ekleyip kendimizi affettirene, berât kararı alıncaya kadar…

İnsanlık olarak ister suçlu ister suçsuz, ister yapmış ister yapmamış olalım, ister nefsimizle yüzleşip, şu nebevî uyarı gereği; "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. Kıyamet günü amelleriniz tartılmadan amellerinizi tartın" (Hadisi şerif) hesaba çekilmeden önce nefsimizle hesaplaşarak insanlık olarak adaletsizliğimiz, merhametsizliğimiz, zulüm ve haksızlıklar karşısında suskunluğumuz, yaşadığımız topluma karşı duyarsızlığımız, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını hoyratça israfımız, hayasızlık ve azgınlığımız, Allah'ın 'sakın yaklaşmayın' diyerek haram kıldığı kumar, faiz, zina, rüşvet, başta olmak üzere vakıf ve devlet-yetim malı yemek gibi büyük günahları işleme konusundaki duyarsızlığımızdan ve yine Allah'a ibadet ve ittaati hafife alarak belki de Rabbimizi gazablandırdığımızdan başımıza bunca musibetin geldiğini düşünelim, ya da isterseniz size her türlü kötülüğü emreden nefsinizi temize çıkararak ben bir insan ve bir müslüman olarak bizler hem Allah'a hem de insanlığa karşı tüm sorumluluklarımızı yerine getirdik, bizler masumuz deyip o yüzden bu cezayı hak etmiyoruz diyelim. Ancak ben Yusuf as misali şöyle demeyi tercih ederim; "Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü nefis Rabbimin merhameti olmadıkça kötülüğü emreder."Yusuf suresi : 53)

Sonuç olarak ne dersiniz deyin şuan hepimiz aynı gemide tutuklu bir mahkum gibi covid 19 kimin eseri, kimler bu virüsle ne yapmak istiyor, dünya ve insanlık nereye doğru gidiyor, covid bitecek mi, daha kaç yıl bu çile devam edecek, gibi şuan için cevapsız kalan soruları da ekleyince sonumuzu kestiremediğimiz bir yolda olduğumuzu anlıyoruz. Çünkü konuşulan ve yazılanların hiçbiri kesinlik ifade etmiyor, zihin dünyamızı tatmin nedip, ruhumuzu sükûnete kavuşturmuyor. 

Kesin olan bir şey var, o da bize çok uzak gibi gelen ancak çok yakın olan bir zamanda ilahi mahkemeye çıkacak olmamız ve hâkimler Hâkimi Allah CC 'ye ifade vereceğimiz, hesaba çekileceğimizdir. O halde çok sıkı hazırlık yapmalı, hakimin önüne çıkmadan önce hayatımızı gözden geçirmeli, mülkünde yaşadığımız, havasını, suyunu tükettigimiz, sofrasından rızıklandığımız Rabbimize karşı duruşumuzu kontrol etmeli, kulluk vazifemizi gözden geçirmeli, geçen zaman hızla bizleri Rabbimizin huzuruna doğru yaklaştırırken, ;"Her nefis ölümü tadacaktır ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz" (Ankebut 57) isyanımız ve günahlarımızla O'ndan uzaklaşmamalıyız. Yaptığımız iyilikler için hamdetmeli, kötülükler içinde pişmanlıkla beraber tevbe etmeliyiz. O büyük Hâkimin huzuruna çıkacağımız güne kadar iyi yönde değiştiğimizi, kendimizi düzelttigimizi dostlarımızı ve çevremizi de şahit tutarak ispat etmeliyiz. Çünkü hâkimler hüküm verirken mahkumların iyi halini mutlaka gözönünde bulundururlar. 

Kainatın ve dünya'mızın tek hakimi Allah'tır. Bazen varlıkla bazen yoklukla, bazen hastalıkla bazen sağlıkla bizi imtihan edeceğini haber veren Allah CC'ün emri üzere salgın hastalık ile imtihan edildiğimiz bu süreçte sonucu lehimize veya aleyhimize çevirmek, berat almak veya hüküm giymek bizim elimizde. Bunun için yapacağımız şey, elimize, dilimize ve belimize sahip çıkıp, imtihan edildiğimizin bilinciyle yaşayarak kendimizi Rabbimize affettirmektir. 

"İman edip dünya ve ahiret için yararlı iş yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt (cennet) onlar içindir." (Rad: 29) 

Rabbim bizleri istikametten ayırmasın. Selam ve duâ ile...