Ergenekon Savcılarının atamasıyla ilgili soruya cevap veren Bülent Arınç Hakimler Savcılar yüksek kurulu kararı neden gündeme gelir anlam veremediğini dile getirerek “Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra geniş bir tartışma alanı doğdu. Halkımızın verdiği Evet kararı ile 5 olan HSYK üye sayısı 22’ye çıktı. Şimdi artık seçimle işbaşına gelen çoğulcu HSYK var. Daha önce HSYK kararları yargıya kapalıydı şimdi yargı yolu açıldı. Geçmişte meslekten çıkarılanların bugün yargıya gidebiliyor. HSYK şimdi daha iyi ve daha sıkı çalışıyor. Geçmişte toplanamayan HSYK gitti şimdi birbiriyle uyumlu bir çalışma içinde olan HSYK geldi. Dün gündeme gelen atamalarda birkaç savcının ismi tartışılıyor. HSYK’ya ait olan bir yetki kullanılmıştır. Bu atamalara hiç birimizin itiraz etmeye hakkı yoktur. HSYK’nın tasarrufunu anlayışla karşılamak doğru olandır. Bu savcılardan birkaç tanesinin ismi Ergenekon ile anıldığından, falan gitti bu dava bitti şeklinde başlıklar atılacak şekle dönüştü.
Bağımsız yargı karar verirken savunma makamındaki avukatı ile karar veriyor. Türkiye’nin son yüzyılı içinde karşılaştığı bir suç işlediği iddia edilen örgütle ilgili arama yapanlar, arama talep edenler, tutuklamayı talep edenler ve tutuklayan hakim ve savcıları var. Türkiye’nin bu davayı görmesi gerekiyor. Çok önemli bir görevi devralan hakim ve savcıları kutlamak istiyorum. Yargı süreci devam ediyor bugünün yargısı daha güçlü, daha tarafsız ve daha bağımsız.” dedi.
BDP’liler Tekrar Milletvekili Seçilebilmek için
BDP’li vekillerin Sivil İtaatsizlik eylemini değerlendiren Başbakan yardımcısı ve Devlet bakanı Arınç Bu eylemlerin tekrar milletvekili seçilmek için yapıldığını iddia etti. Arınç, “BDP’li milletvekili elinde taşla araçlara saldırmaya çalışıyor Başka bir milletvekili ise polise tokat atabiliyor. Bundan sıyrılıp Sivil itaatsizliğe dönüştüyse çok güzel. Elbette size oy verenlerinde size söylediklerini beklentilerini meclis kürsüsünden konuşmak milletin taleplerini almak milletvekilinin görevidir. Her platformda konuşabilirsiniz ve savunabilirsiniz. Ama yağmurda, altlarında bir sandalye üstlerinde şemsiye bu garip manzaralar siyasilerin işi değildir. Sivil itaatsizlik; taş atmak, kovalamak, değildir ve bu bir siyasetçinin yapacağı şeyler değildir. Böylesine garip işlerle ancak kendinize güldürebilirsiniz Seçime çok yaklaştığımız bir zamanda milletvekili vizesini daha kolay alabilmek için kullanılıyorsa bunun netice vermediğini 2 ay içinde göreceğiz.” diye konuştu.
İdam Cezası Bir Daha Geri Gelmez
İdam cezası ile ilgili soruyu cevaplandıran Bülent Arınç Türkiye idam cezasını 10 yıl önce kaldırdığını hatırlattı. Bu tür üzücü olayların daha caydırıcı olması bakımından idam cezasını kalmasını isteyebileceğini dile getiren Devlet Bakanı Arınç “Bu insan haklarından gelinen bir noktadır. Tartışmaları bir kenara koyalım. Terör olayları 2001 de kaldırıldı. 10 sene sonra bu cezanın kalkması mümkün değildir. İdam cezasını istiyorum diyene saygı duyacağız ama matematik olarak idam cezası geri gelmesi uygun değil. Artık bu cezanın geriye dönmeyeceğini düşünüyorum. Bu olaylar gündeme geldiği için ölüm cezasını tartışıyorsak yanlıştır. Abdullah Öcalan idam cezası aldığında 3 parti iktidardaydı. O tarihlerde idam cezası verilen hükümlü sayısı 187ydi ve idam cezasının tatbik edilmesi meclis kararına bağlıydı. 12 yıl boyunca Meclis hiçbir idam cezasını onaylamamış. Meclis onaylasaydı, 187 kişi asılacaktı. Dolayısıyla o günlerde bu cezayı alanlar hücresinde idam günü ne zaman gelir diye bekliyordu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aslında bu tür suçları bertaraf etmek için önemli bir cezadır. Ama benim şahsi düşüncem önemli olan toplumda suç işleme eğilimini azaltılması için çalışmalar yapılması gerekiyor. Medya organlarında yayınlanan yayınlar, Ahlaki boşluk ve aile hayatının gücünü kaybetmesi insanları suç işlemeye yöneltebilir. Sosyolog ve pedagoglar suçu iten etkenleri sorgulamak zorunda. İdam cezası gelsin bu iş düzelsin demek Türkiye’nin dünya içindeki yerinde kabul edilecek bir şey değil. Suçun işlenmesine mani olacak önlemler almak gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiyede 1700 civarında kayıp çocuk olduğunu dile getiren Arınç “Emniyet teşkilatımız çağın en son teknolojik imkanlarını kullanıyorlar Teşkilatta bir çoğu yurtdışında eğitim alan arkadaşlarımız var. Son olarak üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti en azından çocukların akıbetini öğrenildi. Çocukların ailelerinin artık bir mezarı var. Bu çok acı bir olay ama yıllarca faili meçhullerle kayıplarla çocuğu kayıp insanlar var. Bunların bulunması için çalışmalar devam ediyor. Mesela cumartesi anneleri var. Yıllardır yakınlarından haber alamıyorlar. Özel yetiştirilmiş ihtisas alanı olan ekiplere ihtiyacımız elbette var ama Pek çok yerde başarılı operasyonlar yapan ekiplerimizde bulunuyor.” dedi.
Televizyonlara Reklam Desteği
Yeni RTÜK kanununa da değinen Bakan Arınç “Yeni RTÜK kanunu yaparken, her zaman oturduk konuştuk. Böyle uygun olacağı konuşuldu biz yerel medyayı düşünürken %5lik reklam payını %3 e indirdik. Katkı payını kaldırdık. Böylece %10 cebinizde kalıyor. Reklam pastası aday adaylarından kağıt israfına ve kirliğine son diyeceğiz ve reklamları siz televizyonlara aktarılmasını sağlayacağız. Televizyonlardan para kazanamadığı için kapananlar bile var. Reklam payınızı ne kadar arttırırsak mutlu olacağız.” diye konuştu.
Bakan Arınç daha sonra Şanlıurfa’nın simgesi Balıklıgöl ve Dergah Camiine geçti.(Urfaha)