KAYIPLAR VE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ`

KAYIPLAR VE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ`

Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu, İnsan Hakları Haftası dolayısı ile `Şanlıurfa`da ki faili meçhuller, kayıplar ve insan hakları ihlalleri` adlı fotoğraf sergisi açtı.
Açılışta konuşan Baro İnsan Hakları komisyon başkanı Fuat Çepik, Türkiye`nin 2007 yılında Birleşmiş Milletler nezdin de imzaya açılan kayıplar sözleşmesini imzalamadığını dile getirirken "Bu sözleşmede ülkenin geçmişi ile yüzleşmesi ve iç hukukunda bu tür eylemleri suç olarak tanımlaması istenmektedir. Türkiye acilen bu sözleşmeye taraf olmalıdır" dedi.
Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu, İnsan Hakları Haftası dolayısı ile Şanlıurfa`da ki hak ihlallerine dikkat çekmek amacı ile `Şanlıurfa`da ki faili meçhuller, kayıplar ve insan hakları ihlalleri` adlı fotoğraf sergisi açtı. Belediye sergi salonunda açılan serginin açılışında konuşan Baro Başkanı İrfan Güven, Türkiye`nin geçmişi ile yüzleşmesi gerektiğini, her ne kadar faili meçhul diye adlandırılsa da cinayet ve kayıplarda ailelerin bir yönü işaret ettiğini belirtti. Bunu çözmenin yargının işi
olduğunu söyleyen Güven, demokraside ilerlemek isteniyorsa bu vakaların cevaplanması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesi gerektiğini ifade etti.
Daha sonra basın açıklaması yapan Baronun İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Fuat Çepik, sergiyi Şanlıurfa`da en temel insan hakkı olan yaşama hakkı konusundaki ihlallere dikkat çekmek amacı ile açtıklarını belirtti. İHD`nin arşivinden yararlandıklarını söyleyen Çepik, niyetlerinin kimseyi itham etmek olmadığını, aydınlatılamayan cinayetlerin faillerinin bulunması ve kayıpların varsa mezarlarının bulunarak ailelerin acılarının bir nebzede olsa paylaşmak olduğunu ifade etti. Şanlıurfa`da 32 kayıtlı kayıp
bulunduğunu kaydeden Çepik, bu kayıpların binleri bulan yakınlarının resmi kurumların kapılarını aşındırmasına rağmen hala bir "kim o" yanıtını alamadığını belirtti. Devletin bu tutumunun yaşam hakkına saygıyla bağdaşmadığını söyleyen Çepik, "Demokraside yol kat etmek amaçlanıyorsa kamu vicdanı nezdinde bu yaranın kabuk bağlaması beklenmemeli, çözüm aranmalıdır. Yoksa yara kangrene dönüşecektir" dedi.
Türkiye`nin 2007 yılında Birleşmiş Milletler nezdinde imzaya açılan kayıplar sözleşmesini imzalamadığını dile getiren Çepik, şöyle devam etti:
"Bu sözleşmede ülkenin geçmişi ile yüzleşmesi ve iç hukukunda bu tür eylemleri suç olarak tanımlaması istenmektedir. Türkiye acilen bu sözleşmeye taraf olmalıdır. BM kayıplar sözleşmesi, bu fiilleri insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında ele almaktadır. Faili meçhul maktuller ile kayıpların geride kalanlarının haklarını da garanti altına almaktadır. Ülkemizin bu sözleşmeye taraf olmasını ve özür borcunun yerine getirilmesini umut ediyoruz. Bu doğrultudaki mücadelede de her zaman kayıp yakınlarından
yana olduğumuzu duyuruyoruz."



İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR